19 Şubat 2013 Salı



Onca yıl herkesten kaçarsın ve biri gelir tüm kapıları hiç düşünmeden sonuna kadar açarsın… Tüm kurallar, mesafeler ansızın yok olur. Buldum sanır kapılırsın büyüsüne. Hayat cuk edip yerine oturur, her şey öylesine yolundadır ki daha önce böyle hissetmemişsindir. O günlerde düşünmezsin hayatına aldığın birini kaybetmeyi de göze alman gerektiğini. Tozpembe gelir her şey saf âşıklar gibi gezersin el ele, yanındayken kalbinin atışlarını duymasından korkarsın, o varken vaktin nasıl geçtiğini unutur, deli cesaretiyle göze alamadığın şeyleri bir bakmışsın yapmışsın, ilklerini yaşarsın masumca, ürkekçe… Yazarsın kitaplara, defterlere için içine sığmaz çünkü ağzın kulaklarında… İlk öpüş unutulmaz olur günler, aylar, yıllar geçse de unutulmaz. İlkin olur o sonun olmasını istediğin… Alışmışken bağlanmışken işte tam o sırada anlarsın yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu. Belki de korktuğun şey bağlanmaktır aslında. Sevmediğini düşünmeye başlar yavaş yavaş koparsın ondan bazı şeylerin bitme vakti gelmiştir. Yüzüne bakmaya korkarak gidersin, için acıyarak, canın deliler gibi yanarken bitirirsin. ‘Kendine iyi bak’lar dökülür dudaklardan. Her şeyin olan bir an da hiçbir şeyin olur. Ve geride kalan bir avuç anı unutulmaya yüz tutan… Günün birinde hiçbir şeyin gibi olmamış gibi geçecek yanından bir selamı bile çok görerek… Hiçbir şey yaşamadığın biri gibi acıtarak usul usul geçip gidecek. O açtığın kapıları kapatmakla kalmayıp üzerine kilit vuracaksın!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder