24 Kasım 2012 Cumartesi

*



Yaşamak cesaret ister !


Cesaret ister hayat.

Aşk cesaret ister !

Aslında hislerini rahatça, korkmadan söylemeli insan. Sevdiğini fark ettiği an söylemeli ! Saklamamalı, Sevmenin, aşık olmanın utanılacak bir yani yoktur. Birini seviyorsanız zamana bırakma saçmalığını bırakın ve gidip ona onu sevdiğini söyleyin. Yarın her şey için çok geç olabilir. Ne kaybedeceksiniz ? Neler kazanacaksınız? Sizi istememesinden mi korkuyorsunuz ? İşte tam da bu yüzden hemen söyleyin eğer size karşı bir şey hissetmiyorsa, sizi sevmiyorsa bunu öğrenmiş olursunuz, onunla ilgili hayaller kurmayı kesersiniz . Ona tam anlamıyla kendinizi kaptırmamışken boş umutlardan vazgeçersiniz. Evet tabi ki bu sizi üzecektir. Ama emin olun bu onu bekleyerek geçireceğiniz zamanlardan daha az üzecektir sizi.
Hala ne bekliyorsunuz hadi gidin ve ona onu sevdiğinizi söyleyin. Sizden hoşlanmadığını söylerse, Siktir edin. "Hiç bir şey sizden önemli değil." Kafama esti söyledim dersiniz. Hiç bir şey kaybetmiş olmazsınız. Beklemek sizi sadece boşuna umutlandırıp yoracaktır. Şimdi yarın ne olacağını düşünmeyin. Derin bir nefes alın, Cesaretinizi toplayın ve anı yaşayın !








Hayat hiç bu kadar güzel görünmemişti gözüme… Hiç bu kadar açık değildi gökyüzü ya da fark edemedim parçalı bulutlardan belki de gerçekten karanlıktı kim bilir. Bir anda gelenler nasıl bu denli değiştirir bir insanı. Hiç beklemeden hayatına girenler, hesapta olmayanlar mı getirirmiş yoksa mutluluğu? Güneş nasıl da parlıyor şimdi… Ansızın göz kırpıyor gibi geliyor bazen. Yüzümüzde oluşan gülümsemenin sebebi oluyor. :) Hayallerim o kadar uzakta değilmiş. Hiç bu kadar denge de durmamıştı hayat. Kıymetini bilmek gerekir bir şeylerin, sahiplenebilmek birilerini, sana değer verenlerin yanında olmak, seni gülümsetenlerin yanında doyasıya gülmek… Ve o sahiplendiğin birinin; gözlerinin içine bakıp ‘Seni seviyorum’ demesi midende bir şeylerin kıpraşmasına neden oluyorsa, gözlerinde kayboluyorsan, yanında kalbinin atışlarını hissedebiliyorsan sıkıca sarıl ve yaşayabileceğin her şeyi onunla yaşa!

*



 Duvarlarımız vardı bizim. Kimi zaman bu duvarları sıradan onca kişi için yıkarken birbirimizi hiç içeri alamadık. Ne sen tam anlamıyla benim hayatımda bir yer alabildin ne de ben senin... Duvarların vardı senin ve ben bu duvarları hiç geçemedim. Hep merak ederdim; ne yediğini ne içtiğini, kimlerle gezdiğini, aileni, arkadaşlarını, konuşmalarını, gülmelerini, neleri sevip neleri sevmediğini, espri anlayışını, neden kimseyle çıkmadığını, seninle ilgili her şeyi merak ederdim. Koca bir boşluk olup kaldı içimde meraklarım. Duvarların vardı senin ve ben onları hiç aşamadım. Ve sen de bu yüzden duvarlarımdan hiç bir zaman içeri giremedin. Hiç biz olamadık , hiç arkadaş olamadık, sevgili hiç olamadık. Ve biz birbirimizi kaybetmeyi hiç göze alamadık. Biz birbirimizin hayatına giremeyen çıkmayı da beceremeyen iki kişiyiz sadece.